Takımını seç, silahını al ve bu sürükleyici savaşa sende katıl! Dünyada Project Blackout olarak da bilinen bizim ise Point Blank olarak tanıdığımız ve kitleleri sürükleyen online bir MMOFPS oyun.
Rütbe sistemine dayalı olan Point Blank'e Askeri öğrenci olarak başlar, eğitim alanında tecrübe kazandıktan sonra çatışma alanlarına Er olarak adım atar ve Genel Kurmay Başkanlığına kadar yükselebilirsiniz! Yaptığınız maçların sonucunda kazandığınız puanlarla Point Blank'in devasa mağazasında yer alan onlarca farklı birincil (Taarruz Tüfeği, Hafif Makinalı Tüfek, Keskin Nişancı Tüfeği, Pompalı Tüfek, Ağır Makinalı Tüfek) ve ikincil (tek ve çift el tabancalar) silahlardan kendinize en uygun olanı seçebilir veya NG satın alarak diğer oyuncuların alamadığı özel yapım silahları edinerek ortalığı kan gölüne çevirebilirsiniz..
Point Blank'de tek silaha bağlı kalmak zorunda değilsiniz, her türden farklı silahları alıp çantanızda taşıyabilir, oyundayken silahlarınızı değiştirip hem haritaya hem de oyun moduna (Pompalı tüfek maçı, keskin nişancı maşı, bıçak maçı v.s) göre diğer oyunculara karşı avantaj sağlayabilirsiniz. Ayrıca özel yapım aksesuarlar kullanarak karakterinizin görüntüsünü değiştirmeniz ve özelliklerini arttırmanız mümkün.
• En gerçekçi vuruş hissi! Her atışını bire bir hisset! Point Blank’te ateş etme, vurulma, kurşunların çevreye etkisi sırasında ortaya çıkan gerçeçi ses ve tepkiler, sizi en gerçekçi deneyimi yaşatıyor. Hareketli ve canlı çatışma alanları!
• Point Blank haritalarında hareket eden dinamik objeler, yıkılabilir duvarlar ve paylayabilen arabalarla oyun süresince sürekli değişen bir çatışma alanı sunuyor.
• Silahını Tanı! Çeşitli dürbünler, çift şarkör, dot sight gibi gelişmiş silah özellikleriyle daha gerçekçi ve hareketli bir çatışma deneyimi yaşayın! Kendinize en uygun silahı seçin.
• Görevler ve Ödüller! Görev kartları satın alın, görevleri tamamlayın ve ödülleri kazanın. Görev zorluğu arttıkça kazanılan ödüllerde bir o kadar değerli olacaktır. Daha fazla görev, daha fazla ödül Point Blank'te!
POINT BLANK HİKAYESİ
Bugünden on yıl önceydi... İrili ufaklı göçmen örgütleri tek bir çatı altında toplanarak ülke tarihinin en büyük grevini ve protesto gösterisini örgütlediler. On binlerce kişilik bir kalabalık, Lavran'daki [başkentteki] meclis binasının önündeki büyük meydanda toplanmıştı ve protestocuların sayısı gittikçe artıyordu. Şehirdeki bütün güvenlik güçleri de meydana toplanmıştı fakat sayıca protestoculardan azdılar. Göstericilerin hepbir ağızdan attıkları sloganlar sokaklarda ve meclisin duvarlarında yankılanıyordu. Henüz bir taşkınlık olmamıştı. Fakat ortam dehşet verici ölçüde gergindi. Bütün şehir patlamaya hazır bir bomba gibiydi.
Olası bir çatışma durumuna karşın askeri güçler de takviye amaçlı meydana gelmeye başlamıştı. Polislerle göstericilerin arasına askeri araçlarla barikat kuruluyordu. Her şey bir anda oldu... Barikatta mevzilenen askeri mühimmat yüklü bir kamyon, kulakları sağır eden, dehşet verici bir gürültüyle patladı. Ortalık cehenneme dönmüştü, toz ve dumandan göz gözü görmüyordu. Etraftaki bütün binaların camları patlamıştı. Ardından çığlıklar, haykırışlar... tam bir can pazarı yaşanıyordu. Hem göstericiler hem de güvenlik güçleri telef olmuştu. Patlamada ve sonrasındaki izdihamda ölenlerin sayısı binlerle ifade ediliyordu. Bu olayda ne kadar can kaybı olduğu bugün bile tam olarak bilinmemektedir.
Bu acı olay bir sabotaj mı, yoksa provokasyon mu ya da talihsiz bir kaza mıydı? Bu sorunun cevabı hiçbir zaman verilemedi. Ancak olan olmuştu. Devlet göstericileri, göstericiler devleti suçluyordu. Bütün ülke alarma geçti. Artık sokaklarda askerler kol geziyordu. Birbirinden sert güvenlik önlemleri ardı ardına uygunlanmaya başlandı. Tüm bu önlemlerin hedefinde ise göçmenler vardı. Yüzlercesi tutuklanarak hapse atıldı. Daha da fazlası sınır dışı edildi. Fakat bu sert tedbirler ülkedeki gerginliği iyice tırmandırdı. Göçmen gençler, yeraltına çekilerek onlara verilmeyen haklarını zorla geri almak ve uğradıkları haksızlığın adaleti için silahlı bir örgüt kurdular: Free Rebels.
Devletin silahlı güçleri, bir tür gerilla savaşı veren ve gün geçtikçe güçlenen Free Rebels'a karşı çaresiz kalıyordu. Örgüt ülkeyi cehenneme çevirmişti. Bu durum, devleti yeni bir çözüm arayışına itti. Gerilla savaşına karşı mücadele edebilecek, elit savaşçılardan kurulu özel bir birlik oluşturuldu. Bu, tarihin gördüğü en nitelikli anti-terör teşkilatıydı: CT-Force.
Artık caddelerde, sokaklarda, şehrin her noktasında amansız bir kovalamaca, acımasız bir savaş başlamıştı. Her iki taraf da kendi vatanı için savaşıyordu; fakat ortada tek bir ülke vardı...
Hakkını zorla da olsa almak isteyen Free Rebels ve ülkesini korumak isteyen CT-Force'un savaşında sen hangi taraftasın?
KARAKTERLER
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder